Şimdiye kadar oldukça başarılı bir ilerleyiş gösteren Limitless, dördüncü bölümüyle ekrana geldi. Page 44 isimli bölümde Brian üç farklı meseleleyle birden uğraşmak zorunda kaldı. Bu kadar çok sorunu dengelemek NZT kullanan bir insan için bile kolay olmadı.

Neler oldu, bitti bahsetmeden önce uyarayım, bölümü izlemediyseniz bu yazıda keyif kaçırıcı detaylar bulabilirsiniz. Sonra baştan uyarmadı demeyin.

Bu haftaki bölümümüz Shauna olmadan hayata ayak uydurmaya çabalayan Brian ile başladı. Gayet şık ve havalı bir şekilde gece kulübüne gitti. NZT'nin de yardımıyla tek gecelik bir ilişki yaşamayı başardı. Ancak hissettiği boşluğu bu şekilde dolduramayacağını anlaması uzun sürmedi. Burada aklıma takılan tek şey, Brian'ın gecenin o saatinde nasıl hala NZT etkisinde olduğuydu. Şu an ona NZT sağlayan tek kaynak FBI. Onlar da bu pili sabah saatlerinde veriyor. Doğal olarak sabahın 10'unda bile almış olsa, akşam 10'da NZT'nin etkilerinin geçmiş olması lazım, ki FBI'ın işe sabah 10'da başlayacağını hiç sanmıyorum. Onun da yanında saat 10 gece kulübü için oldukça erken bir saat. Tabii sahnenin amacı "NZT ile her şey bu kadar kolay ama yetmiyor" mesajını vermekti. Ama geçen bölümde Brian, Shauna'yla akşam yemeğine gittiğinde etkisi biten NZT'nin gecenin köründe etkili olması biraz inandırıcılığı zedelemişti. Olsun, Brian'ın "Female Body Inspector" tişörtü gönlümü almayı başardı.

Bu tişörtü giyerken FBI'da çalışmak cesaret ister

Sonrasında Brian'ın bu haftaki FBI davası geldi. Kısa süreliğine biraz daha yüksek rütbelilerin erişebildiği bilgilere ulaştı. FBI ondan Zhang davasında yardım istedi. Aynı süreçte geçtiğimiz hafta tanıştığımız Sands, FBI'ın NZT ile ilgili bildiği her şeye erişmek istiyordu. Daha geçtiğimiz hafta "Umarım Brian'a pis işlerini vermeye kalkmazlar. Bu çocuk FBI'dan gizlice dosya çıkartırken bile gerilir. Kesin kendini ele verir." demiştim. İş hemen o noktaya geldi. Brian da tam FBI'ın ve Rebecca'nın güvenini kazanırken bir yandan onlara ihanet etme konusunda büyük bir sıkıntı yaşadı. Ama bu da yetmezmiş gibi bir de internetten konuştuğu Arthur'un cinayetle suçlanması ortaya çıktı. Böylece Brian bir anda üçe bölündü ve nereye yetişeceğini bilemedi.

Kafasındaki Rebecca'ya ihanet etme çelişkisi de Rebecca'nın onun arkasını kollamasıyla artış gösterdi. Zaten dizi başladığından beri ikilinin arasında sağlam bir arkadaşlık gelişimi söz konusu. Brian'ın FBI'ya girmesi bile Rebecca'nın ısrarlarıyla oldu. Ardından geçtiğimiz hafta Brian ona Shauna konusunda iç dökünce arkadaşlıkları daha da gelişti. Bu yüzden Brian bölümün büyük bir kısmını kararsızlıkla geçirdi. Ancak NZT'nin etkilerini dengeleyen aşı olmadan büyük sıkıntıya düşeceği de belliydi. Bu yüzden bu konudaki ilk adımı sahte FBI belgeleri hazırlamak oldu. Böylece yalan söylediği Rebecca değil, Sands ve Eddie Morra olacaktı.

İkinci davada Arthur'un Brian'ın yardımıyla genetik olarak oynadığı bir fare kaçırılmıştı. Arthur bunun ölümsüz bir fare olduğunu ya da en azından yaşam süresinin normale göre uzun olduğunu iddia ediyordu. Bu araştırma geliştirilirse insan ömrünün 20 - 30 sene uzamasını sağlayacaktı. Önce fareyi bulmak için Brian'dan yardım istedi, ardından eski ortağını öldürdüğü için tutuklandı. Tabii Brian kadar zeki bir adam bu iftirayı yemedi. Hemen işe koyuldu. Bu noktada Rebecca'nın "Burada olup bana yardım ettiğin sürece kalan zamanında istediğini yapabilirsin. Masum bir adamın hapse girmesini ben de istemem o yüzden arkanı kollarım." demesi oldukça güzeldi. Ama Rebecca da bu sözleri sarf ederken Brian'ı büyük bir ilaç firmasından gizlice kurtarması gerekeceğini düşünmemişti herhalde.

Bu ikisi böyle iyi bir takım oldu

Bu haftanın asıl FBI davasıysa oldukça basit ve ilgi çekmeyen bir olaydı. Zaten aynı anda üç sorun birden yaşanırken hepsinin ilgi çekici olmasını beklemek fazla ütopik olurdu. Bu basitlik de Brian'ın çok da fazla uğraşmadan bu davanın çözülmesine yardımcı oldu. Diğer yandan Rebecca'nın da yardımıyla Arthur'un suçsuzluğunu kanıtladı. Ölümsüz faresini de ona geri vermeyi başardı.

Tabii Brian'ın sahne FBI belgeleri Sands'i kandırmaya yetmedi. Bu denemesi ona babasının hastalanmasıyla geri döndü. İki yandan da köşeye sıkışan Brian'ın arkadaşına ihanetten başka şansı kalmadı. Güzel bir planlamayla ve yeniden yaratılan parmak izlerinin yardımıyla Brian istenen belgeleri çalmayı başardı. Hatta bunu sandığımdan çok daha başarılı bir şekilde yaptı. Şimdilik kimse de şüphelenmedi. Ancak bu sorunun daha sonra gün yüzüne çıkacağını düşünüyorum.

Bu arada Rebecca'nın babasıyla alakalı geçmişi yeniden gün yüzüne çıktı. Rebecca daha önce babasının NZT yüzünden öldürüldüğünü düşündüğünü Brian'a açıklamıştı. Bu konunun ileride ortaya çıkacağı belliydi ancak beklenenden biraz daha hızlı o noktaya geldik diyebilirim. Bu da Rebecca'nın babasına ait yeni tabloların bulunmasıyla oldu. Bir süre babasıyla alakalı bir şeyle bağlantı kurma konusunda kararsızlık yaşadı. Sonrasında Brian'la da konuşmanın etkisiyle tabloların gösterileceği sergiye gitmeye karar verdi.

Takım çalışması diye buna derim

Bu arada Brian, FBI'dan aldığı NZT dosyalarına bir göz atmaya karar verdi. Böylece kullandığı uyuşturucu hakkında daha fazla bilgiye erişebilecekti. Ancak tıpkı bizim gibi o da beklemediği bir şey buldu: Rebecca'nın babasının NZT ile bağını. Conrad Harris, FBI'ın NZT kullandığını bildiği isimlerden biriymiş. Hatta dosyasında NZT'nin dağıtımıyla bağlantılı olabileceği detayı yer alıyor.

Böylece Limitless'ta merak uyandıran yeni bir alanın daha kapıları açılıyor. Conrad Harris'in NZT ile tam bağlantısı neydi? Eddie'nin bu uyuşturuya nasıl bulaştığını biliyoruz ancak ondan başka bu konuda bilgi sahibi olan kimler var? NZT'yi en başta kim üretti? Biz temelde Brian ile bağlantılı konularda neler olacağını daha çok merak ediyoruz. Ama onun dışında NZT ile alakalı bir de büyük tablo var. Bu uyuşturucunun geldiği yer, üretenin amacı, şu anda onu kimlerin kullandığı, kimin amacına hizmet ettiği gibi detaylar zamanla diziyi daha da ilgi çekici hale getirecektir diye düşünüyorum. Şimdilik dizi başarılı şekilde ilermeye devam ediyor.

Karar
Limitless, bu hafta üç farklı olayı bir arada dengeleme konusunda ortaya fena sayılmayacak bir iş çıkarttı. Bu üç davanın hepsi ilgi çekici değildi hatta bazen bölümü oldukça karmaşık bir hale getirdi. Ancak genel olarak Brian'ın nasıl bir adam olduğunu yeniden göstermiş oldu. Rebecca ile Brian'ın gelişen arkadaşlığı da umut vaat etti.